Wikipedia

Arama sonuçları

Bu Blogda Ara

25 Temmuz 2014 Cuma

Sokak

Issızdı çoğu zaman o ilk düştüğüm sokak,çakıllıydı yolları ve tek bir direk aydınlatırdı puslu ve sisli,hatırlıyorum da ilk kan damlası orasının beyaz toprağı üstüne düşmüştü,sonra bir araba yok etmişti kan izimi,kanatmıştı o sokağın pisliği,kiri,çamuru dizimi,ne anılarım vardı o sakakta nice aşıklarla beraber yürüyüp beraber ağlardık zamanla geçerdi acılar,çocukluğum ıssız ve saklı anıları içerisinde gizlemiştim çoğu sevdamı,kalbimin derinliklerinde bir acı vardı o sakakta otururken şimdiyse geriye sadece bir kaç dikiş izi var vücudumda,aslında kafamda bir sürü düşünce var hala o sokağın tozunu içime çekmek gibi bir hasret yatıyor ama cesaretim engel oluyor o hasrete,şimdi defterlerim de son kalan şiirlerime bakıp iç geçiriyorum,özellikle de o sokakta yazdığım şiirlere bakıp bir kaç damla göz yaşlarıma eşlik ediyorum sözlerimle,kapalı gözlerim hayallerim hala o sokakta kalmış,şiirlerim ışık saçan direkte altın harflerle kazınmış,aşk sandığım çocuk saklambaç oynarken uyuya kalmış,kaybolmuş bana eşlik eden bir kaç eski düşünce ve ben o sokak başında hala oturmaktayım....

Hüzünlü Şiirler

Hüzünlü hüzünlü defterimde kafiyesiyle durur onlar,sessizce.okunmayı hayal edip sevinirler kendi aralarında ama biriside çıkıp okumaz onları güzel olmadıklarından değil unutulduklarından,aslında onların hüznü sadece unutuldukları için,çoğu zaman oturur onları dinlerim karanlık gecelerde,sigaramın dumanı şiirlerimin üstünden uçarken onlarda bir nefes çekip efkarlanırlar,unutulmuş bir kaç şiir hüzünlenirler,son yazdığım şiir eskilerine bir kaç yeni şeyden bahsetmiş onlarda onları okuyan olmadığı için bilmediklerini söylemiş bunları duyunca içim parçalandı ve bir şiir daha yazdım şöle neşeli ve heyecanlı bir an sevindiler çünkü yüzlerinden kafiye akıyordu bir an.Şimdi şiirlerim eski defterlerimde kendi hallerinde duruyorlar bende bir karar verdim bir kitap çıkarıp onların yanlızlıklarını gidereceğim,çünkü söz verdim onlara onlar hemen inanırlar çünkü onlar hüzünlü şiirler...

22 Temmuz 2014 Salı

Kalmak lazım bu yaşta

Küçüklüğümüzü düşündüm de ne günlerdi be özgürlüğümün en doruğuydu bence çünkü hiç bir şeyi tam anlamıyla bilmiyordum sonra oyun denilen mükemmel ve çılgın şey hayatımın her karesinde vardı sonra bayramlarda para alırdık ne biliyim her kez başka bir gözle bakardı bana her şey benim içindi sanki hele o mahallede akşamları oynanan saklambaç,tadı hiç bir yerde yoktu nasılda güzeldi o günler,istediğimiz çoğu şey olurdu bir anda,ne istersek bize verirlerdi her zaman bir tölerans vardı o yaşımıza,bide sevimliydik biraz ablalar bizi öper ve severlerdi,sonra bir anda büyüdük ve her şey bir anda netleşti gözlerimizin önünde alınması gereken sorumluluklar  omzumuza bir yük gibi bindi hayat dahada sıkıcı ve sıradan olmaya başladı,hayat bu sefer çocuklaşıp oyunlar oynamaya başladı bana şimdi içimden diyorum da keşke hep o yaşta kalsam...

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Az Bile

Siz şereften yoksun adi herifler,kendi çocuklarınızın kafasına silah dayayıp tetiği çekebiliyormusunuz ki başkalarının çocuklarını gözünüzü kırpmadan öldürüyosunuz?Lan hayvanlar(hayvanlara hakaret oldu ama)sizin öldürdüğünüz insanların bir tırnağına bile denk gelmiyorsunuz ama kime laf anlatıyorum ki katiller,o füzelerinizi,silahlarınızı,tanklarınızın ucunu ağızınıza dayayıp ateşlesenize uğraştırmayın insanları pislik temizlemeye.Ama şunu unutmayın siz gibi şerefsizler oldukça biz gibi ''ADAMLAR''hep olucak,Filistindeki kardeşlerimizi daha ne kadar acıya boğacaksınız hodri meydan yiyosa gelin türkiyeye bir yan bakış atın yada ne biliyim,bi söz söyleyinde sizin attığınız mermi kadar müslümanın,türkün yani sizin gibileri öldürmekten zevk alan insanların ayakları altında çiğnenmek ne demek bi öğrenin,aslında ben hayvanlarla konuşmam ama sizin cinsiniz daha yeni çıktı piyasaya ondan bi uyarıyım dedim,Allah sizi nasıl biliyosa öle yapsın,

ŞEREFSİZ İSRAİL...

19 Temmuz 2014 Cumartesi

Dinle

Derin derin baktı denize doğru,bir sigara çıkarıp yaktı,dumanı içine çekerken çok fazla hayal kurmuştu,hafif bir rüzgar esiyor saçlarını uçuruyordu hafiften,biraz sahilde yürüdü sonra bir kaya bulup oturdu,çantasından bir resim çıkardı ve gözleri bir anda doldu bir damla göz yaşı deniz suyuna karışıp yok oldu bir anda,elinde ki bandaja bakarak bir iç geçirdi sonra bandajı yavaş yavaş açtı elleri kesiklerle doluydu,yaraları henüz iyileşmemiş hatta kanıyordu oynadıkça,bembeyaz elbisesinin üstüne tam 3 damla kan damladı,kanın kırmızılığı adeta insanı büyülüyordu,bembeyaz elbisenin üstüne ne kadarda yakışmıştı sonra gözlerini kapattı ve denizin çılgın dalgalarını dinlemeye koyuldu,ne kadarda huzur verici bir sesti bu sanki bir bebeğe söylenen ninni gibi,saf ve temiz...
Bulunduğu kayadan kalkarak çıplak ayaklarıyla serin deniz kumlarında yürümeye başladı bu sahil onun tek sırdaşıydı deniz kabuklarıyla sohbet eder kumlara yaslar dı başını ağlamak için,ama şimdi bu sahil bile ona yabancı geliyordu halbuki daha dün buraya gelmek için kilometrelerce yolu aşmıştı,sahilin uzun kenarları arasında bir şey fark etti,kumların arasına saklanmış bir köpek yavrusuydu bu,ne kadarda kimsesiz ve çaresizdi,tıp ki şu an onun olduğu gibi kendine benzetmişti köpeği,köpeğin başını okşayıp kucağına aldı bir annenin çocuğuna baktığı şevkatle baktı o an,köpek bulduğu yeni dostunun üzüntüsünü fark etmişti,ağlamaklı bir sesle arkadaş oldu derdine,güneş artık yavaş yavaş batıyordu gökyüzü kızıl bir yazma gibiydi adeta saatlerce öle kalmasını dilerdi insan,güneş nazlı nazlı batmaya başladığında çoktan evine varmış hatta köepeği bile yerleştirmişti,ne olmuştuda bu üzüntü artmıştı,kim yapmıştı bunu,ay dede artık gezintiden gelmiş ve koltuğuna oturmuştu,yine aynı masalları anlatmaya koyulmuştu balıklara onlarda ay dedenin öykülerini her gece dinlemeye bayılırlardı ne kadarda konuşmasalar...
Zifiri karanlık denizi bir farklı yapıyordu sanki siyah bir gelinlik gibi kasvetli ve hırçın,işte yine ordaydı uykusu bile onu terk etmişti oda hemen sırdaşının kollarına atmıştı kendini,sırdaşıda onu kucaklayıp bağrına bastı,deniz bu gece baya hırçındı belliki birilerine fena kızmıştı çünkü dalgalarının çıkardığı sesler bir aslanınkine benziyordu,acaba denizdemi üzülüyordu onun haline yoksa sadece onu tesellimi ediyordu,kimse bilmiyordu bu kızgınlığın,kırgınlığın,üzgünlüğün nedenini ve atladı bir anda suya deniz bir anne gibi kucakladı onu ve kayboldu bir anda,ondan geriye sadece kumların üstündeki bir kaç sarı saç kaldı...

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Hadi bakalım

Bir tartışma konusudur muhabbetler,bazen bir konu açılır ansızın ve muhabbet koyulaştıkça tartışmaya dönüşür çoğu zaman konu önemli değildir maksat muhabbet olsun,bu tartışma son bulduğunda sıradan konuşmalara devam edilir,örnek vermek gerekirse;bir arkadaşınızla sohbet ederken bir anda fikir ayrılığına düşersiniz ve konuyu tartışmaya dönüştürürsünüz öle devam eder işte,aslında ben bu gün size başka bişey yazacaktım ama ilham perilerim ramazan diye işi bıraktılar bide utanmadan biz gelemiyeceğiz dediler bende kendi aklımdaki konulardan saçma sapan yazayım dedim öle işte,tamam tamam başlıyorum.

Bir kalem alın elinize bir de eskimiş ve sararmış bir yaprak,kaleme bırakın çizgileri,kelimeleri,şiirleri,resimleri,öyküleri kısacası kalemin yapacaklarını bırakın kalem yapsın sonra bir sigara yakın ve oturun sessiz bir yere,düşünmeyin başka bir şey sadece bırakın beyninizi aklınıza ne getirecek bakalım,sonra bir müzik açın çok hareketli değil çok slowda değil sakin bir müzik,işte o anda düşünün sevdiklerinizi,bir bardak çay koyun şöle içinizi ısıtacak tarzda ve rüzgarı dinleyin hangi haberleri var dünyadan sonrada gidin yatın yav
bu ne böle otur otur nereye kadar...

Ki Sen

Kalbim sıkışık bu koca evrende,içimde tutamadım artık, yazmak istediğim için doldurdum keselere mürekkepleri,durmadan yazmak için çabaladım....