Wikipedia

Arama sonuçları

Bu Blogda Ara

22 Kasım 2020 Pazar

Sevgili lisa Günlükleri 2

 Merhaba sevgili lisa;


 Gene ben geldim,belki en sevdiğin olarak değil ama gene de en sevgilin olarak geldim diyebilirim.
Kırmızı bir bulut var evinin tepesinde,acaba nedir bu kasvetli yağmurların sebebi etrafında,nedir bu bitmek bilmeyen hüzünlü ney sesi ?

 Sevgili lisa;

Sensiz bir yılın sonu geliyorken ben hala bir şelale başında nilüfer çiçekleri ekmekteyim suya,sana gelemediğim içindir ki bir türlü kararmıyor su tabanı.
Sen bana hiç gelmeyeceksin biliyorum,ancak bir zamanlar bana çıkan yoların hatrına tutuyorum hala hatıralarını defterlerimde,gitme hiç şiirimden.

Sevgili lisa;

Neden hala girmedi evinin önündeki köstebekler ?
Acaba bilmiyorlarmı senin gittiğini ebediyete,hala neden tavşanlar bahçende bilmiyorlarmı havuçların karardığını ?

Ah sevgili lisa;

Yalnızlığa adım atalı bilmem kaç sene oldu köhne koltuklarda,bilmem kaç bahar geçti kırmızı bulutlu evimizde.Sen hala soğuk topraklarda yatmakla meşgulsün,gönlümde ise sıcacık tutuyorum gözlerini.

Sevgili lisa biliyorum;

İstemezsin üzülmemi,her akşam ısrarla yazmamı isterken de söylerdin''üzülme olurmu'' diye bense hep kızarsın zannederdim meğer sen üzülüyormuşsun şiirlerimdeki hüzünlü kişilere...

Sevgili lisa özlüyorum;

Sanki her an çıkacakmışsın gibi geliyorsun pencereden,sanki hiç bırakmamışsın ellerimi,beni hiç bırakmamışsın sanki.Sevgili lisa bir kedi yavrusu gibi kalmak çok zor,özelliklede sonbaharın nemli yaprakları üzerinde uyumak zorunda kaldığımda hissediyorum en çok zorluğu.

Sevgili lisa;

Sanki bin yıl oldu göz yaşlarım donduğundan beri,sanki bin bıçak kalbimde
Sanki sen bin yük gibisin toprakta,bin sevince eşitken gözlerin hemde.
Sanki sen bin parşömen bir ağıtsın.bin savaşçının aradığı ödül dolu sandık.
Sanki sen bin ben bir sensin,bin defa ölmek gibi yokluğun.
Sanki bin kılıç kalbimde,sanki sanki ölememek gibide biraz...

Sevgili lisa gidiyorum galiba;

Bir mektup geldi yıllar önceden bana,uzak bir köy varmış ilk gülümsediğin yıllarda,oraya doğru bir bilet aldım maziden.
Sensiz gitmek zor olacak malum sensiz gittiğim her yolculukta yüzün kızarır ellerin soğurdu''ben yokken gülüşün heba olacak başkalarına''derdin,hep bir tren isterdin yolculukta,vagon aralarında çıkan rayların yankılanan seslerine bayılır ve tren raylarının kaynak yerlerinden çıkan tıkırtıda hayaller kurardın,yada öyle söyledin orasını tam hatırlamıyorum ama kirpiklerinden çıkardığım kadarı ile hüzünlü gelirdi trenler sana ,sanki acı çeken bir kuşa bakar gibi bakardın trenin ardından,kimbilir neden...

Sevgili lisa ;

Ben hala bir tren ile sensiz gidemiyorum çünkü vagon araları canımı çok yakıyor yokluğundan o yaralı kuş oluyorum yokluğunda.

Sevgili lisa artık ağlamıyorum;


Bırak demiştin en son bana bırak ağlamayı,yoksa gözlerin kızarıyor ve net yazamıyorsun hüznünü,hüznümü şimdi hangi defterlere yazmalıyım sevgili lisa.
Hüznümü hatırlatan dudakların hangi soğuklarda gülümsüyor toprağa.

Sevgili lisa ;

Bırakamıyorum ağlamayı,özellikle de senin her gece cam terasın altına geçip''göz yaşlarım bence çok şey ifade ediyor özelliklede gece kayan yıldızların acılarını dindiriyordur belki,dindirmeli yada''sözleri çınlıyorken kulaklarımda.Sen her anımda çınlarken kulaklarımda gözlerim saygı göstergesi olarak ıslanmayı tercih ediyor diye düşünüyorum,umuyorum yada...

Sevgili lisa daha sonra ne oldu;


Ne oldu diye anlatmaya başlamak isterdim ancak hala bitiremedim bahçemizi,hala eksik bülbül yuvalarının olacağı asmalar ve güller zaten küser bülbül olmazsa bana.Hala toprağın en ıslak tarafı bıraktığın gibi yemyeşil ancak dokunmasak olmazmı dediğin ağaç dün gece yıldızlar tarafından kıskanılmış olsa olacak ki şimşek tarafından ziyaret edildi,Duyacağını bilsem haykırırdım ''lütfen tamamlanmadan yıkmayın''diye ama duymazki beni.

Sen gibi değilim ben senin sesin gibi çıkmıyor zarifçe ve keskin.Ben durdurmak isterdim yıldırımları aslında her gece ancak gökyüzü bile kızgın gidişine ne yapabilirim bilmiyorum...

Sevgili lisa dinlen;

Ben şimdilik bir daha yazmak için uzanıyorum kırmızı bulutlara ancak gitme,beni bekle biraz daha son yolculuk için daha erken biraz,beklemeye biraz devam et sonra ansızın belireceğim gözlerinde...



29 Mart 2020 Pazar

Sevgili Lisa günlükleri

 Günaydın,

Diyebilmek istiyorum bazı sabahlar kafeslerinden azat ettiğim şiirlerime,gün aysın bir an önce.
Sevgili lisa ;
Günaydın kelimesini uzun zamandır görmüyorum gözlerinde,acaba umudunu yitirdin mi ışık saçan güneşe ?

Günaydın,

Aslında gecenin gidişatı değiştiriyor gün parlaklık seviyesini,en son bir şelaleye bakarken söylemiştin yıldızların uzaklığını bana.
Hatırlamam gereken duygularımın yıldızlardan daha uzak olamayacağını benimsemem için.
Sevgili lisa, yıldızların uzaklığını hatırlamıyorum ama güneş saçan bakışlarını işlemiş bulunmaktayım anılarımın hazine sandıklarına.

İyi günler,

Kahvaltı yapmaktan hep nefret ederdin,güneş tepeden bakmadan bize bir türlü oturmazdın yanıma,fazla saygı diye düşünürdüm meğer güneşin utangaçlığına mahal vermemek için yapıyormuşsun.

Sevgili lisa;

Güneş hala tepede ama sen hiç görünmüyorsun yanımda,acaba çok uzaklardamı karşılıyorsun güneşin ipekten bakışlarını ?
Acaba benden uzaklaştığının ne zaman farkına varacaksın?

Bilmiyorum sevgili lisa ,

Benden aldıklarını geri vermek istemiyorsun galiba,bana bırakmak istediklerini hiç vermemiş olmanda destekler niteliğinde bu fikrimi.

İyi günler,

Günün tam bu saatinde yani üçle beş arasında çay vakti diye koşardın yanıma,şimdi tam o saatte sadece dumanlı bir arkadaş var yanımda çaya hiç dokunmuyorum.
toprağın en çok kahverengi olanını severdin,en çok gözlerinin rengine zıt olan oydu çünkü.
Hep 'bana benliğimi hatırlamamı ve zıtlığa aşkımı hatırlatıyor ' derdin her seferinde.

Şimdi segili lisa,

Ne toprağın rengi nede güneşin saçları bir türlü dolduramıyor senin yerini,bir türlü dindirmiyor asla görmeye dayanamadığın göz 'yaslarımı'.

Gitme,

Bu kelimeyi defterlerime ve şiirlerime defalarca yazmama rağmen bir türlü tutamadım seni şiirlerimde.
Ah sevgili lisa ;
Bir türlü alıştıramadım kendimi sensiz geçen gün aymalarına.Yoruluyorum uzun ağacın olduğu tepeye tırmanırken,sensiz uzun ağaç bir kısa geliyor gözlerime.

İyi geceler ,

Bu ibareyi hiç kullanmazdın,hiç sevmezdin belkide.
Gece güzel ama bir türlü yüzünü görmemi engelleyemezdi.
Sen ise ' gece senin kadar gizemli değil,sen daha uzunsun geceden 'derken bile gözlerinde aydınlanırdım ben.

Sevgili lisa;

Ben artık sabahı geceyi ve gün ortasını hatırlamak istemiyorum,ben sadece bilmeliyim ki kendimi sana adadım günün her saatinde.
Mevsimlerin ve saatlerin olmadığı yere gidişinden beri hala yazmaya devam ediyorum mektuplarını.

Geri dönmen dileğiyle..

Sevgiler ve bir dolu aşk,                   Şair.....

Ki Sen

Kalbim sıkışık bu koca evrende,içimde tutamadım artık, yazmak istediğim için doldurdum keselere mürekkepleri,durmadan yazmak için çabaladım....